Ateş ilk keşifti ve tekerlek ilk icat. O zamandan bu yana çok yol kat ettik. Bilim bizi birkaç yıl önce hayal edemediğimiz bölgelere getirdi. Yirminci yüzyıl bilimin gerçekten kendini bulduğu dönem oldu. Bizim için büyülü bir gerçeklik yarattı. Bugünümüzün icatlarının yarısı, bir yüzyıl önce kullanılamaz durumdaydı. Bilim her alanda koca defne ağaçları yeşertti fakat bir yerde gerçekten kendi teknolojisini parlattı. Bugün, birçok inanılmaz teknik icatlara erişim sağlayabiliyoruz. Birkaç yüzyıl önce, Leonardo da Vinci adında bir dahi bir uçağın ilk çizimlerini yaptı. Bugün ise uçmak sıradan bir hal aldı. Yeni simgelerin zamanındayız. Millerce yükseklikte, hava direncine karşı koyan bir makinenin üzerinde uçabileceğimizi kim düşünebilirdi ki? Birkaç gün önce NASA, Discovery adında yeni bir uzay mekiği fırlattı. Solar resepsiyonun yeni bir biçimi olarak makas bantları ve solar kanatlar kullanması düşünülüyor. Hayal edin, hidrojen yakıtıyla uçan gerçek, metalik bir nesne, uzayda sabit bir biçimde, binlerce mil uzakta, bize haber, veri ve gelişimin yeni biçimlerini ulaştırıyor. Sadece gökyüzüyle ilgili çabalarla ilgili değil. Karasal araçlar da günümüzün yeni icatlarıyla üretiliyor. Lamborghini, Masseratti, Maybachs gibi araçların üzerinde teknoloji yazılı. Bunlar bizi bir nano yarışın içine sokmuş olan mekanik aygıtlar. Akustiğin kurallarını ve tiyatro salonlarının bunun bir kanıtı olduğunu biliyoruz. Dijital bir çağa adım attık. Bilgisayarlar dizüstüne, sonra notebooklara ve sonra da avuç içi bilgisayarlara dönüşmekte. Tüplü televizyonlar LCD ve plazmaya evrildi. Yine bir öncü kuvvet olan yüksek çözünürlük sunuyorlar. Telefon hatları da cep telefonlarına sıçradı. Cep telefonları eğlence ve iletişimle tam donanmış birer adacık oldular. İnternet imkansızı olur hale getirdi. Bilindik yapısı sayesinde çevirimiçi eğitimi mümkün kıldı. İspanya’daki bir öğretmen Nijerya’daki bir öğrenciye ders verebilir hale geldi. Isı algılama teknolojisi ve teknik reseptörler o kadar gelişti ki, yüzlerce mil ötedeki sıcaklık değişimlerine tepki veren refraktörler yapabilir olduk. John Nash gibi matematikçiler, Albert Einstein ve Isaac Newton gibi fizikçiler, ve daha birçoğu dünyanın bildiklerini alt üst ettiler. Görecelilik Teorisi ve Yerçekimi Sabiti, birçok bilimsel icadın temelini oluşturmaktadır. Bilim yaşamı gerçekten de güzelleştirmekte. Bugün, hasta bir akrabanızı dünyanın öbür ucundan bir günde görmeye gelebilirsiniz. Londra’da düzenlenen bir ödül törenine, Cezayir’de koltuğunuzda oturarak bakabilirsiniz. Binlerce ve binlerce sayfa dolusu bilgiyi küçücük bir çipe sığdırabilirsiniz ve üstüne daha da boş yeriniz kalabilir. Ölüyü diriltemezsiniz ama belki de imkansız olan tek şey budur. Zaman ve uzayın sınırları kesinlikle çekmekte.