R-Eylem
Eylem
 
Müzik dünyamızın en genç isimlerinden biri Eylem ile müzik kariyerini ve gelecek planlarını konuşmak üzere bir aradaydık.

MÜZİK KARİYERİNDEN ÖNCE ÇEŞİTLİ SANAT EĞİTİMLERİ ALDIN. NELER YAPTIN VE BUNLARIN MÜZİK ÇALIŞMALARINA NE GİBİ ETKİLERİ OLDU, BİRAZ BAHSEDER MİSİN ?

Ooooo... Şimdi nereden başlasam ? (Gülüşmeler...) Öncelikle ben İngiltere’de doğup büyüyen bir Türk kızıyım. Orada ilk önce klasik eğitimimi alıp, sonrasında ekstradan dans workshoplarına gidiyordum ve epey istekliydim. Daha sonra kurslara gittim. Gittiğim kursta sanat adına her şey yapıldı. Kamera ile ilgili bilgilerden, tiyatro, tiyatro ve televizyon oyunculuğunun farklılıkları, tiyatro için ne gibi izinlerin alınması gerektiği, tiyatroda şarkı söylemek gibi farklı farklı şeyler ile ilgili eğitimler aldım. Hevesli ve istekli birisi olduğum için, aynı zamanda kayıtlı olduğum bir ajans aracılığı ile İngiltere’de uzun yıllardır süren çeşitli dizilerde ufak tefek roller aldım. Bunlar çok güzel şeylerdi. Eğitimi yaparken hep bir geçecek miyim düşüncesi var, çabalarınız hep bu yönde oluyor ama insanlar normal hayatlarında bundan para kazanıyorlar ve sanat onların işleri haline geliyordu ben de bu yönüyle de yaşamış oldum. Bunun eğitimini yapıp sonra da onu normal hayatımda yapmak bana tecrübe kazandırdı.

MÜZİK KARİYERİNİZE BAŞLANGIÇ YAPMANIZ BU YOĞUNLUĞUN HANGİ AŞAMASINDA OLDU ?

Ben tüm bunları yaparken aynı zamanda da bir kız grubundaydım. Müzik hayatıma gelecek olursak, ilk adımlarım bir grup ile çalışmaya başlamam ile oldu. Grup 4 kızdan oluşuyordu. Oldukça farklı fiziksel özelliklerde kızların olduğu bir gruptu. Melez bir arkadaşımız, esmer olarak ben ve sarışın bir arkadaşımız vardı mesela. Onlarla da R&B tarzında müzik yapıyorduk. Her stil söyleyebiliyorduk ama kendi stilimizi yaratmıştık. Aslında çok güzel adımlar atmıştık ve ben onlarla çalışırken çok şey öğrendim. Aynı evde kalıyorduk. Ben gruptan bir süre sonra çıkmak istedim. Aynı evde 3 kişiyle daha kalmak da büyük bir tecrubeydi benim için. Birbirimizle uyum sağlamamız gerekiyordu. Bunlar çok önemli şeyler. Bu iş sadece bir şarkı çıkarıyorum değil, 24 saatlik bir iş, bir hayat biçimi oluyor. Sizler de iyi bilirsiniz. Pek çok insan belirli bir iş saati çalışıyor ama bizim işte böyle değil.

YANİ BU AYRILIK EYLEM’İN SOLO KARİYERİNDE ÖNEMLİ BİR ADIM OLDU DİYEBİLİRİZ...

Gruptan çıktıktan sonra, bu işe odaklandığımı farkettim. Ne yapmak istediğimi sordum, kendi kendimi sorguya aldım. Ondan sonra bu işi yapmaya devam etmeye karar verdim.

MÜZİK TARZINDAKİ DEĞİŞİM NASIL OLDU ?

Ben ne istiyorum, İngilizce yazıp söylüyorum zaten ama benim için darbuka duymak saz duymak çok önemli dedim kendi kendime. Benim için özüm çok önemli müziğimizde. Bizim müziğimiz insanın kanını kaynatacak cinsten ve aslında dünyaya baktığınızda, Amerikalı’sı olsun ya da başka çeşitli ülkelerde, herkes bizim darbukamızı alıp o kadar güzel müzikler yapıyor ki, ben de dedim ki tamam, ben İngilizce yapıyorum, dans ediyorum, R&B söylüyorum ama sound olarak dans olarak, bununla bütün olmalı. Bunu ciddi manada söylüyorum, bütün olarak kendimi bir showgirl olarak görüyorum çünkü benim için gösterinin bütünü çok önemli. Sahnemin yapılışından danslarıma kadar her şeyi organize edebilecek kapasitedeyim gibi düşünüyorum çünkü aşığım ben bu işe. Gittikçe de gelişiyorum.


İSTANBUL’A GELİŞİN NASIL OLDU, PLANLI MIYDI ?

İstanbul’da kalmamın bana büyük faydası oluyor. 2006 yılında gelmiştim, albüm çıktığında. Daha önce gelmem ise şöyle oldu. İngiltere de bir festivalde, bana ait olan bir şarkı, “I’m Gonna Get You” nun, oradaki Dj arkadaşlarımız tarafından oldukça başarılı bir remixi yapılmıştı, şarkı underground radyolarda çalınıyordu... Sonrasında Kıbrıs’da bir gece oldu, Londra’dan tanınmış Dj’lerin geldiği. Benim de şarkım çalınıyordu ve bana sordular, “Sen de gelip sahne alır mısın” diye. Ben de seve seve dedim. Aynı zamanda Türkiye’de, Edirne’de bir festival vardı. Oradan çağırdılar, dansçılar ve annemle birlikte geldim ve sonrasında da İstanbul’a geçtim. Herşey oldukça hızlı gelişti ama çok güzel oldu. Ben kadere ve kısmete inanan biriyim. Sonrasında da inanıyorum ki; insan kaderini çalışarak, kendine vizyon oluşturarak elde edebiliyor. İnsanlar hayallerinden, rüyalarından vazgeçmemeli. Hayatta bizi tutan odur. Biraz kısmet biraz şans diyeceğim ama ben her zaman bunu yapmak istiyordum. Buraya gelmeyi hedefliyordum. Bu iki lisanda bir albüm yapacağımı biliyorum ve istiyordum.

PEKİ BU ZİYARETLERİN VE BURADA GEÇİRDİĞİN SÜRENİN MÜZİĞİNE ETKİSİ NASIL OLDU ? ÇALIŞMALARA BURADA MI BAŞLADIN LONDRA’DA MI ?

İstanbul’dan Londra’ya gider gitmez çalışmalara başladım. Daha önce de bunun üzerine çalıştığım için hazır parçalarım vardı demo olarak. O demo hallerinden duymuştu zaten buradaki insanlar da. Onun için çok güzel, çok keyifli, aynı zamanda bana çok şey katacak bir yola girdim. Benim için bu biraz daha zor oluyor çünkü bildiğim herşeyi geride bırakıp sonradan geldim İstanbul’a ama iyiki yapmışım diye düşünüyorum. Çünkü herşeyden önce biraz Türkçem düzeldi. (Gülüşmeler....) İlk geldiğim zaman çok çabuk konuşuyordum. Zaten çok heyecanlı bir insanım.

GELELİM İKİNCİ ALBÜME...

İkinci albümüm, “Bir Sonraki - Next” zaten bütünü ile Eylem’in soundu ve kişiliğini göstermek istediğim bir albüm. Ciddi halde, “Aman”dan sonra düşündüm. Ne isterim, mesela aynı şekilde alıp “Aman”ın bir versiyonunu mu yapayım, yoksa kendi alanımda, kendi tarzımda bir albüm mü olsun... İstedim ki bir büyüme olsun. Ben her zaman için tazelik ve üretmenin yanındayım. Yine Eylem olsun ama biraz değişimi göstereyim. Sonuçta İstanbul’a gidip gelmem çok şey değiştirdi. Onun tadını biraz daha hissettirmek istedim. Sonra müzisyen arkadaşlarımız vardı. Çok önemli prodüktörler ile bir araya geldim. Onlara istediğim şeyi anlattım. Bunlar çok mühim şeyler bunların önceden konuşulması lazım. Nihayetinde hepimizin içine çok sinen bir çalışma oldu. Johnny de çok başarılı bir prodüktör. Kevin, Boy George ile beraber çalışan biri. Spice Girls, Yusuf Islam, Blue ve daha pek çok önemli sanatçı ile çalışmış birisi. Çok değişik alanlarda başarıları var. Onunla da “İstanbul” ve “Şinanay Darling – Kalenin Bedenleri”ni yapmıştık. Kendisi Kıbrıslı bir Rum ve o sazları yapmak bu yüzden ona çok kolay gelmişti. Mastering’e geldiğimizde o kısım oldukça heyecanlıydı benim için çünkü Abbey Road’daki mastering stüdyoda yaptık, EMI’da. Ben heyecanladım çünkü çok büyük bir şey bu. Yapan arkadaş da Jeff Pash adında Kylie Minogue’un masteringlerini yapan kişi. İlk defa bir Türk sanatçı ile çalıştılar mastering çalışmasını yapanlar. Kısmetim ki o da Temmuz’da ilk defa Türkiye’ye geliyordu, Haziran ayıydı yaptığımızda. Fethiye’ye gidecekti ve bana dedi ki, bana tad verdin, heyecandan bekleyemiyorum.” Ben de çok keyif aldım ve gerçekten çok gurur duydum. Müziğimize zaten herkes aşık. Yani bence biz, güzel müziğimizin değerini bilelim çünkü Türk soundu gibisi yok. Ben de bütün olarak onu istiyorum zaten çünkü Türk kanım var. Türk kızıyım. Danslarım öyle. Ne kadar kareografim batı soudu müzik ve dans olsa bile ben bir Türk kızıyım ve o stilde yapmak istiyorum müziklerimi. Bunu bir bütün olarak yansıtmak istiyorum. Çünkü müziği dinlerken, dans ederken, bütün olarak çok güçlü adımlar atmak istiyorum, onun için kısmet diyeceğim. İki senedir kendime bu konuda bir vizyon hazırlamak için hala çok büyük heyecanlar içerisindeyim. Bu güzel ve güç verici bir şey. Hayallerimin peşinden koşmaya devam ediyorum.

LONDRA’DAKİ MÜZİK ENDÜSTRİSİ VE TÜRKİYE’DEKİ OLDUKÇA FARKLI İŞLİYOR, DOLAYISI İLE MÜZİK ADAMLARININ BU İŞE BAKIŞLARI DA... SEN DE SONUÇTA ORADA BÜYÜDÜN VE TÜM EĞİTİMİNİ ORADA ALDIN. BURAYA GELDİĞİNDE BU İKİ DÜNYANIN İŞLEYİŞİ SANA NE GİBİ ZORLUKLAR YAŞATTI ?

Tabi farklı şeyler çok oluyor. Programlara katılırken bile öyle. Olmuyor değil ama ben bu kadar şeyi yaptım, küçük yaştan geldim gibi bir tavırla gelmedim hiç ve sonuçta isteyerek geldim buraya. Türkiye’yi çok seviyorum ve dedim ki ben kendimi buraya adapte edeceğim. Dediğim gibi ben de setlerde bulundum. Başka insanların videolarında dans ettim. Onun için önyargılarım ile gelmek istemedim ve iyiki de öyle yaptım. Her ülkenin farklı usülü olabiliyor ama sonuçta müzik endüstrisi olan şey her ülke de de kendi kuralları olan bir sektör. Tabiki bu böyle olacak diye bir çıkarım yapamayız, ruhunuz ne hissederse.

“HAYAT” ALBÜMÜN İKİNCİ KLİP ÇALIŞMASI OLDU....

Evet... İkinci klibi, “Hayat” adlı şarkıma çektim. Yönetmenimiz Serdar Seki idi. Neredeyse bir günde çektik klibi. Çok eğlenceli, çok renkli, çok cıvıl cıvıl yani bana yakışan bir klipti diye düşünüyorum. Yani çok keyif aldık. Ayakkabılarım epey yüksekti ve dans da ettiğim için eve gittiğimde ayaklarım ağrımıştı ama çok iyi geçtiği için hissetmiyordum sette o acıyı. Yorgunluk, morgunluk hiç bir şey yoktu. Stüdyoda çektik, Maslak’ta. Çok keyifli bir gündü. Çeşitli kostümler vardı. Sadece o günün yorgunluğu değil, aslında bunun bir de hazırlık süreci vardı. Konuşmaları oldu klibin, böyle olsun, bu şarkının ruhu budur gibi. Epey giysilerle de uğraştık. Çok önemli bir şarkıydı benim için, benim kalbimde umut ve hayat dolu. Fanlarımdan sürekli mesajlar geliyordu. Unuttun mu bizi, tekrar gelecek misin Türkiye’ye gibi...Uzakta kalıyorsun diyorlardı. Oradaki fan arkadaşlarım bana çok güzel mesajlar yazıyorlardı. Beni internette www.eylems.net adresinde bulabilirler. Oradan herkes bana merakla mesajlarını yolluyordu. Neler olacak, albüm ne zaman çıkıyor diye soruyorlardı. Bu bana oldukça moral verdi ve “Hayat” böyle meydana geldi ve sonunda o şarkıyı beni seven, bana inanan insanlara hediye gibi verdim. Onun için yine onlara teşekkür etmek istiyorum, bana ilham verdikleri için. Kısa zamanda insanların hayatına girdim, “Aman”, dedim “Mızmız” dedim.

GÖRÜNÜŞE GÖRE, DİNLEYİCİLERİN İLE İLETİŞİMİN İYİ, SİTENE GELEN MESAJLARINLA BİREBİR Mİ İLGİLENİYORSUN PEKİ ?

Benim web sitemden gelen mesajları da kendim okuyorum çünkü onlar benim için çok özel. Herkesin düşünceleri önemli. Mesela bir ankette, Eylem abla sana bu renk daha çok yakışıyor yazıyordu. Beni seven insanlar ve onların düşünceleri benim için çok önemli. Çok konularımız oluyor. Canlı olarak internetten onlarla sohbet de ediyorum. Herkesle birebir konuşuyorum. Ayrıca sitemde sadece, Türkiye’den değil, Almanya’dan İngiltere’den, Dubai’den, Mısır’dan değişik değişik insanlar mesajlar yolluyorlar ve bana müziğimin güzel olduğunu, kendilerine enerji verdiğini söylüyorlar. Dans ve müziğin insanlar üzerinde böyle bir etkisi var.

ŞU AN İÇİN BELLİ OLAN KONSER PROJELERİN VAR MI ?

Şimdi ikinci kısmına geçtik “Hayat” ile birlikte albüm tanıtımının. Epey yoğun ve güzel. Sevgililer gününde Edirne’de olacağım. Oldukça büyük bir festival konseri olacak. Çok heyecanlıyım. Şimdiden herşeyi hazırladım, kıyafetten, saça ve sahnedeki performansımıza.Onun için çok mutluyum. Ayrıca tabiki 3. albüm için şimdiden hazırlanıyorum ama onu mega single olarak yapmak istiyoruz. Çalışmaya başladık yaz için de mega single ve remixlerimiz ile zor zamanlarda yaza pozitif güzel şarkılarla girmek istiyoruz. İstanbul’da kaldım kalalı bana ilham geliyor sürekli. İstanbul’dayken canlanıyorum, hayata geliyorum.
Sitemiz Hakkında
 
Sitemizin yapımı hala sürmektedir Bizi takip edin! :)
Bugünkü Güncelleştirmeler
 
Sitemiz yapılandırmadan çıkmıştır! Fakat hala sitemizde eksiklikler bulunmaktadır! Bunlar zamanla telafi edilecektir!
 
Bugün 13 ziyaretçi (21 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol