Pinhani   Şu sıralar, Radyo ve Televizyon’ların müzik listelerinde “Dursana Dünya” adlı çalışmaları ile yer alan Pinhani ile, yeni albümleri hakkında konuşmak için bir araya geldik ve sorduk ; MÜZİK ÜRETİMİNİZİ NASIL YAPIYORSUNUZ ? ORTAYA BİR ŞEYLER ÇIKARMAK, BİR GRUP OLARAK KARMAŞIK BİR SÜREÇ YAŞATIYOR MU SİZLERE ? Selim Aydın : Finalde, üretim bandı, Sinan Kaynakçı’dan başlıyor. Söz ve müzikleri o yazıyor ve bize getiriyor şarkıları. Geldiğinde, oldukça ham bir halde oluyorlar. Tek bir enstrüman ile çalınmış sözler ve müzik var. Onlar, yavaş yavaş işleniyor. Yalnız, birinci ve ikinci albüm oldukça farklı şekillerde oldu. İkinci albüm daha çok konserlerde şekillendi diyebiliriz. Birinci albümden sonra tanıtım amaçlı verdiğimiz konserlerde, biz bu şarkıları çalmak istiyorduk, yani ikinci albümde olan şarkıları, kimsenin bilmediklerini. Fakat çalabilmemiz için düzenlemelere ihtiyaçları vardı. Biz bu konserler için yaptığımız çalışmalarda, bu şarkıları da şekillendirdik. Konserlerde çaldık. Gelen tepkiye göre ve sahnedeki tepkiye göre. Ufak tefek değişiklikler oldu ve stüdyoya girildiğinde, aslında şarkıların çizgisi belli olmuş oldu. SANIRIM YENİ ALBÜM ÖNCESİNDE, KONSERLERDE, SİZİN OLDUĞU SANILAN BİR TAKIM PARÇALARI SÖYLEMENİZİ İSTEMİŞ SEVENLERİNİZ ? Selim Aydın : Aslında şöyle oldu, biz bir dizi müziği yapıyorduk ve bu bizim olmayan şarkıların bizim gibi algılanması bundan sonra oldu. Zeynep Eylül Üçer : Konserlerde istediler bu parçaları... Selim Aydın : Evet... Bu ikinci albümde yer alacak şarkıları çaldığımız konserlerde, bizden istenen, bizim bilmediğimiz şarkılar oldu. Bunlardan biri “Herkes Aynı Hayatta”, diğeri de “Çok da Umurumda”. O sırada diziler ve dizi müzikleri ile ilgili epey bir gündem olduğu için, sanırım bizim sanıldı bu şarkılar ve bizden istendi. Bunlar bizim şarkılarımız değildi. YANİ İKİNCİ ALBÜM PARÇALARI, İLKİNİN HEMEN SONRASINDA BELLİYDİ, BURADAN BUNU MU ANLAMALIYIZ ? Hami Ünlü : Şarkılarımızı, prova da olsun konserde olsun çala çala şekillendirip öyle hazırlıyoruz. Daha doğrusu bu ikinci albüm için böyle oldu. Konserlerde Selim’in de dediği gibi, çala çala şekillendirdik. Zannediyorum ikinci albümde yer alan hiç bir parça direk stüdyo ortamında kaydedilmedi. Daha önce hepsi çalınmış parçalar. Hatta birinci albüm çıktıktan hemen sonra “Ağlama”yı çalmaya başlamıştık biz sahnede. Demo tarzında bir kayıt yapıldı ilk başta. Onun davullarını ben çalmıştım. Bir kerede çaldık, hücum kayıt yaptık ve bir kerede bitti bu. Sonra iki haftalık süre tanıdık kendimize. Hatta, Akın ağabey, Cem ve Sinan ağabey Bodrum’da kayıt provası gibi bir haftalık bir süreç geçirdiler, konserlerde çalarak. Daha sonra parçaların ham halleri tekrar stüdyoya girilip çalındı. Sonrasında renk enstrumanı olsun, ufak tefek oynamalar, editler oslun yapıp, iyice koyabileceğimiz kadar malzemeyi koyup daha sonra da artık çıkaracak bir şey kalmadıktan sonra parçaların bittiğine karar verdik. Bu aşamada tabi en büyük işlemleri Akın ağabey ve Sinan yaptı. Daha sonra Tanju ağabeyin de çok yardımı dokundu. O aslında sadece edit aşamasında değil, kayıttan çalma ve söyleyiş aşamalarına kadar, her aşamasında bize bir fikir beyan etti. Düzenlemeler konusunda da. Albüm çıktıktan sonra da galiba “Ağlama”ya çektik ilk klibimizi. Selim Aydın : Galiba mı ? Sen oynadın klipte... (Gülüşmeler...) Hami Ünlü : Sonra da “Dursana Dünya”ya çektik klip..Onda hiç kimse oynamadı. (Gülüşmeler...) MÜZİK TOPLULUKLARI HER ABÜMLERİNDE KENDİNİ BİRAZ DAHA BULUR, GENELDE BİR FAZLA OLUR ÖNCEKİNDEN YENİ ALBÜMLERİ. ÇOK GENÇ BİR TOPLULUK OLARAK BU İKİNCİ ALBÜMÜNÜZDE SİZİN İÇİN DE BÖYLE BİR ŞEY SÖZ KONUSU OLDU MU ? Zeynep Eylül Üçer : İlk albüm ile ikinci albüm arasındaki en büyük farklılık, ikinci albümde renk enstrümanlarının olması. İlk albümde, Klarnet’i tek bir parçada, “İstanbul’da” parçasında kullanmıştık. İkinci albümde bir çok parçada Klarnet kullanıldı. Serkan Çağrı çaldı Klarnet’i. Trompet’i Can Ömer Uygan çaldı. Oğuz Büyükberber yine Klarnet çaldı. İLK KLİPTE, SAHADA BİR HAYLİ TER DÖKTÜNÜZ. İKİNCİ KLİPTE İSE SİZİN YERİNİZE KARTON BİR ÇİFT VAR... FİKİR KİMDEN ÇIKTI ? Hami Ünlü : İkinci albümün ilk klibi “Ağlama”ya çekildi. Ondaki fikir Sinan’a ait aslında. Aslında kendisinden duyduğuma göre, fikri pek beğendirememişti yönetmene ama daha sonra ona da sıcak gelmeye başlamıştı Basketbol oynama fikri. Bir kaç tanesi eski milliler olan oyuncular ile Basketbol oynama fikri ve ayrıca performans görüntüleri. Yaklaşık 22 saatlik, sabah 08:00 den 04:00, 05:00’lere kadar süren bir çalışmadan sonra klibi tamamlamıştık. Hatta başka bir şarkının klibini hazırlamak üzere, orada bir iki görüntü de aldık performans için. Gayet zevkli geçti o gün klip. Çok yorucu olmasına, tempolu çalışmak zorunda olmamıza rağmen herkes gayet toleranslı idi ve gayet elinden geldiğini yapmaya çalıştı. Çekimler esnasında herkes yandı. Maltepe’de çekmiştik, sabah 08:00’de çok rahatsız edici değildi ama öğlen 12:00’ye geldiğinde, çekim olmadığı dakikalarda hemen gölgelere kaçıyorduk, o derece fenaydı. Hatta performans bittiğinde ben yürüyemeyecek haldeydim, o derece. Zeynep Eylül Üçer : Ben hastalandım... Hami Ünlü : Evet klibi çekerken Zeynep ilk periyotta ... Zeynep Eylül Üçer : Birinci periyodun birinci periyodunda, 40 derece ateşle hastaneye kaldırdılar. Hami Ünlü : İlk periyotta birkaç saniye görülebiliyor ama daha sonrasında hem Basketbol maçında hem de canlı performansda Selim ve Cem ağabey onun yerini doldurmaya çalıştılar çünkü Zeynep hastalandı o gün. O yüzden basçımız olmadan çektik klibimizi. Selim Aydın : Maçı da kaybettik zaten. Hamü Ünlü : Aslında aramızdaki tek Basketbol’cu da Zeynep, ondan kaybetmişizdir belki de... Neyse, 2 metre idiler, yapacak bir şey yoktu. Hami Ünlü : İkinci klip stop-motion şeklinde çekildi. Yani klibimiz kartonların boyanması ve tek tek el ile oynatılıp fotoğraflar çekilmesi ile oluşturuldu. Bunun fikri de yine Sinan’dan çıkmıştı galiba. Daha doğrusu bir dakika.. Sinan mı demişti, sen mi demiştin Zeynep ? Zeynep Eylül Üçer : Sinan demişti... Hami Ünlü : Fikir olarak güzel bir fikir olduğunu ben kendisine belirtmiştim ama bu klip ile daha çok uğraştı o, askere gitmeden önce tabiki bu arada. Nasıl bir şey çıkacağını da çok merak ediyordum çünkü bu teknik ile çekilen bir klip kötü çekilirse çok da izlenmeyecek bir şey ortaya çıkabilir diye şüphe ediyordum ama ortaya çıkınca tam Pinhani’lik bir klip olduğunu gördük hep beraber. Ne fazla abartılı stop-motion tekniği var ne de “aaa çok amatör olmuş” denecek bir şey. Tam ortası tutturulmuş. Gayet şarkıya uygun, senkronları çok güzel tutan bir klip ortaya çıktı. Zeyep Eylül Üçer : Aslında fikir Selim’den çıktı. Selim Aydın : Öyle mi ? Zeyep Eylül Üçer : Evet, çizgi film klip olsun demiştin ya birici klibin çekimlerinden sonra. Hami Ünlü : Yok onu “İstanbul’da” dan sonra söylemişti aslında.Biz grup olarak aslında klip sevmiyoruz diyebilir miyiz ? (Gruba soruyor...) Evet biz klip çekmeyi sevmiyoruz.Bunu ilk İstanbul’da klibinden sonra söylediğini hatırlıyorum ben Selim’in. Bundan sonra çizgi film klip çekelim dedi. O da işte halk dilinde öyle oluyor galiba. Teknik olarak stop-motion mış. (Gülüşmeler...) İstanbul’dan sonra da baya yorulmuştuk, fikir aslında öyle kök buldu kendine ve 5. klibimiz olan “Dursana Dünya” ortaya böyle çıktı. ALBÜMÜN GÖRSEL TASARIMI BİR ÖNCEKİ GİBİ OLDUKÇA SADE... GÖRSEL ÇALIŞMALARINIZDA EMEĞİ GEÇEN İSİMLERDEN BAHSEDELİM BİRAZ... Zeynep Eylül Üçer : Albüm kapağımızı, ilk albümde olduğu gibi yine Nihan Şen yaptı. Ayrıca ilk albümde bizimle beraber olan Dilşat Zülkadiroğlu da fikirlerini beyan etti. İlk albüm gibi ikinci albümün kapağı da yine tam bizim istediğimiz gibi oldu. Renkler ve üzerinde işlenen tema da çok yerinde ve çok sade, çok güzel oldu. BU SÖZLERİNİZ ASLINDA SADELİĞE BAKIŞ AÇINIZI TAMAMLAMIŞ OLDUNUZ... Hami Ünlü : Aslında parça ne gerektiriyorsa ona göre davranmaya çalışıyoruz ama zaten genelde Sinan’ın çıkardığı beste ve sözler buna yönelik oluyor. Zaten oluşum olarak bir araya geldiğimizde bu merkezden fazla uzaklaşmıyoruz. PEKİ BUNDAN SONRAKİ KLİP İÇİN NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ ? Biz “Ağlama” klibini bitirdikten sonra aynı yerde, “Ne Güzel Güldün” ün de oluşumu için çekimler yaptık. Kayıtlarına başladık ama tamamlamadık. Saat sabaha karşı 04:00’dü. Burada bırakalım artık dedik. Ama sanıyorum yeni klip “Ne Güzel Güldün” için gelecektir diye düşünüyoruz, Sinan askerden geldikten sonra tabi bunlar hız kazanacak.