Mustafa Ceceli   Müzik dünyamızın eski ama bir o kadar da yeni isimlerinden biri, aranjör olarak tanıdığımız Mustafa Ceceli, geçtiğimiz yıldan bu yana yaptığı solo çalışmalarla yer alıyor ekranlarımızda. Ceceli, şu sıralar albüm çalışmalarının yoğunluğunu arttırdı. Power Türk ekibi gelişmeleri öğrenmek için Mustafa Ceceli ile müzik çalışmalarını sürdürdüğü stüdyoda bir araya geldi. “KARANFİL”DEN BAŞLAYALIM. PROJE SİZE İLK OLARAK ŞARKILARI ARANJE ETMENİZ İÇİN GELDİ DEĞİL Mİ ? Bu proje de Enbe Orkestrası albümünde olduğu gibi aslında aranjörlük teklifi ile, yani albümdeki diğer sanatçılar için şarkıları düzenlemem teklifi ile başladı. Sonrasında, prodüksiyon repertuarda hala yer olduğunu ve seslendirebileceğim şarkılar olduğunu söyleyince, ben de üç tane şarkı arasından, Aşkın Nur Yengi’den dinlediğimden beri çok sevdiğim “Karanfil”i seçtim. Bunu değerlendirmek istedim. Benim yaptığım aslında biraz kendin yap kendin söyle oldu ama hep vurguladığım gibi Uzay Heparı’nın orjinal düzenlemesine son derece sadık kaldım. Sadece birkaç şey ekledim üstüne. Orjinalindeki güzelliği ve ruhu bozmamaya çalıştım. Şuanda da parçanın bu haliylede beğeniliyor olmasından oldukça mutluyum. “KARAFİL”İN KLİBİ SİZİN İKİNCİ KLİP ÇALIŞMANIZ OLDU... Evet, “Karanfil” in klibi benim solistik anlamda ikinci klip çalışmam oldu. Çok keyifli bir klip çalışması oldu. Yönetmenimiz Murat Onbul. Kendisi çok başarılı bir yönetmen aynı zamanda da çok iyi bir insan. Çok güzel vakit geçirdik herşeyden önce. Yaklaşık yedi saatlik bir çekim süreci ve öncesinde birkaç saatlik hazırlanma süreci oldu. Klibin herşeyden önce şarkıya ve projeye hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorduk. Yani içinde sadece benim bulunduğum bir klipten ziyade bu projeyi yansıtacak doneler barındırmalıydı. Yönetmenimizde bu fikri paylaşıyordu ve içinde hem Uzay Heparı görüntülerinin hem de animasyonların bulunduğu, hem de benim performans görüntülerimin yer aldığı bir klip hazırlandı. Umarım izleyenler de beğenirler. KLİPTE HEPARI’NIN OĞLU KANAT HEPARI DA ROL ALDI ... Yönetmenimizin bir planı vardı, klibi çekmeden önce yaptığımız toplantıda, “senin şarkı söylediğin mekanda ben Uzay Heparı’nın silüetini görmek istiyorum ve bunu animasyonla sağlamaya çalışacağım ama buna bir görsel de eklmem gerkiyor...” dedi. Biz de düşündük bu kim olabilir, en çok kim benzer ona ve onun da oğlu olduğuna karar verdik. Kanat Heparı’da klipte keyboard çalarak eşlik ediyor bize. Tabi kendisini görmüyoruz, daha çok onun silüetinden faydalanıyoruz. Gerçekten babasına çok benzediği ve aynı zamanda keyboard ve piano çalabildiği için klipte yer aldı. Çalışmanın ön bir provası oldu ve klip projeye çok hizmet eden, hem solistin hem proje sahibinin her ne kadar aramızda yer alamasa da içinde yer aldığı birçalışma oldu. HAYATIMIZA ARANJE ÇALIŞMALARINIZLA GİRDİNİZ VE BİZ BİRGÜN SESİNİZİ DUYDUK EKRANLARIMIZ VE RADYOLARIMIZDAN. NE OLDU DA SESİNİZİ KULLANMAYA KARAR VERDİNİZ ? Ben 2003 yılında profesyonel olarak başladım çalışmaya. İlk çalıştığım proje Kenan Doğulu albümüydü. Sonrasında birçok sanatçıya düzenleme yaptım ve hala da devam ediyorum. Şunu hep vurgulamak istiyorum, benim şarkı söylemiş olmam kendi işimden vazgeçeceğim anlamına gelmez. Çünkü nasıl bir çok besteci ve albüm yapan kişi başka sanatçılara bestelerini veriyorlarsa ben de kendime yapıyorum, sadece titrimiz farklı. Şarkı söyleme sürecim bir tesadüfle başladı. Sezen Aksu’nun şarkılarını stüdyoda kaydederken seslendiriyorudum da,bir tesadüf aslında. Tesadüfen şarkı söylemiş birisiyim. Elbetteki sesimin yapısını ve özelliklerini biliyorum ama kullanmamıştım. Hayalim sahnenin önü değildi. Stüdyo ortamını daha çok seviyordum. Burada pek çok müzisyen arkadaşımla gerekten çok iyi vakit geçiyoruz. Benim demo kayıtlarım, işi bu aşamaya getirdi. Ben sesimi kullanmak amaçlı değil, aranjeleri diğer sanatçı arkadaşlarıma dinletmek için kullanıyordum sesimi. Bir ısınma dönemi oldu benim için. “UNUTAMAM” OLDUKÇA İYİ BİR ÇIKIŞ OLMUŞTU SİZİN İÇİN. NEDEN ALBÜM İÇİN BİR YIL BEKLEDİNİZ ? “Unutamam”ın peşine bir albüm yapmaktansa kendi işlerime konsantre olup bu dönemde kendimi solistik anlamda da geliştirmeyi tercih ettim. Çünkü her kulaklığı takıp mikrofon karşısına geçtiğimde kendimle ve sesimle ilgili yeni şeyler farkediyorum tabiki. Şu anda zaten albüm tamamlanma aşamasında. Canlı kayıtlarına başladık, repertuarı tamamlandı. Bahar aylarında da piyasada olmasını düşünüyoruz. PEKİ ALBÜMDEKİ ARANJELERİN TAMAMINI SİZ Mİ YAPTINIZ ? Aranjelerin tümünü ben yapmadım. Albümde ben de farklı aranjörlerle çalıştım. Bir başkasının hem duygusunu hem de fikrini katması çok önemliydi. Düzenleme yapmak çok matematiksel gibi görünse de aslında öyle değil. Müzisyen olmayanların dışında insanlar pek detaylı bilmiyorlar ama bu söz yazımı ve beste kadar önemli olan bir çalışma disiplini. Kişiler şarkıları hissediyorlar ve biz o hisse artı değer katıyoruz stdüdyoda. Kendi albümümde de yapmaya çalıştığım şey buydu. Bu benim ilk solo albümüm olacak ve tabi güzel olmasına gayret ediyorum. Ozan Doğulu’nun bir düzenlemesi var. Benim için o çok önemli çünkü neredeyse bu işe başlamamın sebebi. İşlerin buraya kadar gelmesinde çok emeği var. Benim çok dikkatli takip ettiğim sahnede de, ki çaldığım için çok şanslıyım çünkü çok şey öğrendim. Benim öğrenme anlayışım bu, kişileri izleyerek takip ederek öğreniyorum. O çok disiplinli biri ve çok şey kattı bana. Sezen Aksu albümlerinden hatırlayacağınız Aytuğ Yargıç var. Benim de yakın arkadaşım. Onun bir düzenlemesi var. Ayrıca kardeşim düzenleme yapıyor Sinan, onun da düzenlemeleri olacak. Şimdilik bu kadar gibi.